''Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.''
saygı, minnet ve özlemle...
Ne arkadaşlarımla dışarı çıkabiliyorum ne evde eleştirilmeden ailemin yanında oturabiliyorum ne de ailemle düşüncelerimi paylaşabiliyorum ama elimde telefon olduğu için sürekli uyarılıyorum. Bana telefondan başka seçenek bırakmadılar ama bunun farkında dahi değiller.
İntikam almayacağım. Nefret etmeyeceğim. Bağırmayacağım. Ne kadar sorarlarsa sorsunlar tek kelime anlatmayacağım. Haklarında tek kötü bir şey düşünmeyeceğim. Ben bugünleri de atlatacağım ama bir daha asla yanınızda olmayacağım.
ben bu gece biraz dargınım, biraz yorgun, biraz dağınık… bu gece, intihar edecek olan bir kadının dinlediği son şarkıyım. kimsenin anlam yüklemeyeceği ama o kadının belki de son duyduğu ses olan bir şarkı. bu gece, çiçeksiz bir mezarın başında ağlıyor olacağım. hiçbir işe yaramayan gözyaşlarım, belki bu gece o mezara çiçek açtırır diye ağlayacağım. mesela bir radyoda duyulsun ağlayışım, mesela bir annenin kulağında. bilmiyorum. mesela sığıntı hisseden birinin sığınağı olsun, mesela konuşmaya hali kalmayan birinin içine gömdüğü sözleri. bana yararı olmayan bu gözyaşlarım birini düştüğü çukurdan kaldırsın.
"bin bıçak var sırtımda, biniyle de adaşsın. her biri hayran sana"
kapüşonumu taktım, rastgele açtım şarkıyı. sokaklar karanlık ve sessiz. yavaş yavaş yürüyorum. biraz üşüyorum ama rüzgarın tenimi ısırması hoşuma gidiyor daha da yavaşlıyorum. bu sefer kafamda ki sesler konuşmuyor. sadece şarkının sözlerine takılıyorum " ve sil gözünün yalnızlıklarını, o an fısılda duvarlara adımı"
biliyor musunuz çok yoruldum ve bundan sonra bir şeyler istediğim gibi olsa bile kırgın öleceğim