Call me by your name and I'll call you by name
-Elio, Elio... -Oliver, Oliver...
paragraflarca yazı sildim ben. anlamazsınız, hatta daha da kötüsü yanlış anlarsınız diye. her sildiğim harf içimde katlanarak büyüdü, kanlaştı. onu anlamayacaklarını bildiği için ağzını açmayan ama anlaşılmayı bekleyen evsiz, başıboş küçük bir çocuğun hislerini paylaşıyorum sanki. düşüncelerim, uykulu hissedişlerim ve yorgunluğum çoğaldı ama bir türlü içimdekileri anlatacak cesaretim olmadı
Hani saatlerce ağlarsın hıçkıra hıçkıra, sonra yorgun düşüp sessizce tavanı seyredersin ama hâlâ ıslaktır yanakların...
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?..
Ya biz bir rüyadaysak ve uyandığımızda diğer insanlar bizim öldüğümüzü düşünüyorsa...
sürekli uyumak istediğin ve yorgun olduğun, uyumadığın zamanlarda ise nedenini bile bilmeden ağladığın döneme geri dönmüşsündür ama odaklanmak zorundasındır.