insanların karakterlerini çözmeye başladığımdan beri gözlerim duygusuz bakıyor.
Katılımsız bir cenaze, üstelik ölüsü yeryüzünde~
Kendi ile barışık olmayan insanlara birkaç şey söylemek istiyorum. Sahip olduğunuz kilonuzun, burnunuzun, ağız yapınızın, boyunuzun, yüzünüzde bulunan lekelerin, sivilcelerin, benlerin gerçekten hiçbir önemi yok. Evet sizi bunlara göre yargılayacak birçok insan var ama bunun da hiçbir önemi yok. Unutmayın ki kusurlar insanı benzersiz yapar. Aynaya bakarken içinizi de görün ve içinizin güzelliği yüzünüzü aydınlatsın. Kimin ne düşündüğünü kafaya takabilecek kadar uzun bir hayatınız yok. Ve bu hayata sadece bir kere geliyorsunuz. Bu yüzden; kusana kadar yemek yiyin, sizin hakkınızda kötü düşünenlere - bu kişiler çok sevdiğiniz insanlar olsa bile- arka tarafınızla gülün ve kendinizi herkesten çok sevin çünkü sadece sen kendine sırtını çeviremezsin. :)
Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz
sanki altı yaşındayım, balkonun demirlerinden ayaklarımı sarkıtmışım. suratımda bir tokat izi, o kadar küsüm ki kendimle bile konuşmuyorum.
Bir yılı daha geride bıraktık. Kâh üzüldük kâh üzüldük, yeri geldi üzüldük. Zaman zaman üzüldüğümüz anlar da oldu. Fakat iyi üzüldük.
İntikam almayacağım. Nefret etmeyeceğim. Bağırmayacağım. Ne kadar sorarlarsa sorsunlar tek kelime anlatmayacağım. Haklarında tek kötü bir şey düşünmeyeceğim. Ben bugünleri de atlatacağım ama bir daha asla yanınızda olmayacağım.
“Mükemmeliyete değil kusurların güzelliğine inanan biriyim. Dağınık saçlara, asimetrik yüzlere, özensiz kıyafetlere, morluklara, kesiklere, çiziklere ve parça bütün ilişkisi olmayan her şeye. İnsanı özel kılan, diğerlerinden ayıran ve şahsa münhasır olan her kusura aşığım.”
Sizce bu olaylar neden oluyor? Büyütülme şekliyle mi alakalı yoksa insanlığın içinde hep var mıydı? Bu sorun veya hastalık tüm dünyada yaşanıyor. İstismara maruz kalan kişiler hepsi yanı başımızda. Belki alt komşunuz belki en yakın arkadaşınız kim bilebilir ki. İnsanlar istismara uğruyor ve en acısı da bu daha çok küçükken başlıyor. Kızlar kardeşlerini doğuruyor. Babası veya abisi tarafından uğrayanlar var. Hiçbir şey bilmiyorlar, anlamıyorlar. O çocuk, abim/babam beni öyle seviyor diye düşünüyor. Daha 3-4 yaşlarında çocuklukları bitiyor onların. O bir saatlik- sözde bana zevk- o çocuk için bir ömür acı oluyor. Sonra büyüyorlar ve bir şeylerin farkına varıyorlar. Anlatmak istiyorlar ama korkuyorlar. Bunu anlattığı için şiddet görüyorlar. Bazıları sessiz çığlıklarıyla kendini boğuyor, bazıları dayanamayıp intihar ediyor. Bilinçlenmemiz lazım. Çocuğunuz veya kardeşiniz varsa onu bilinçlendirin. Burada suç kızın susması değil onu yapan kişinin zihniyeti.Belki bu yazı birilerine ulaşır bilmiyorum. Ama eğer bunu okuyorsan lütfen susma. Bununla yaşamak zorunda değilsin. O bunun cezasını çekmeli. Kimse inanmaz diye korkmamalısın sana inanan kişiler var. Ben sana inanıyorum. Bana her zaman yazabilirsin sana yardımcı olurum. Yanlız değilsin ve çok değerlisin. Seni seviyorum 🖤
ben bu gece biraz dargınım, biraz yorgun, biraz dağınık… bu gece, intihar edecek olan bir kadının dinlediği son şarkıyım. kimsenin anlam yüklemeyeceği ama o kadının belki de son duyduğu ses olan bir şarkı. bu gece, çiçeksiz bir mezarın başında ağlıyor olacağım. hiçbir işe yaramayan gözyaşlarım, belki bu gece o mezara çiçek açtırır diye ağlayacağım. mesela bir radyoda duyulsun ağlayışım, mesela bir annenin kulağında. bilmiyorum. mesela sığıntı hisseden birinin sığınağı olsun, mesela konuşmaya hali kalmayan birinin içine gömdüğü sözleri. bana yararı olmayan bu gözyaşlarım birini düştüğü çukurdan kaldırsın.